Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Olağan Genel Kurulu’nda iş insanı Orhan Turan yeniden başkan seçildi. TÜSİAD Yüksek İştişare Konseyi Başkanı da Ömer Aras oldu. İş dünyası seçimlere büyük ilgi gösterirken, Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı kurula katılarak oylarını verdiler.
BİRBİRİMİZDEN GÜÇ ALACAĞIZ
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan yaptığı açılış konuşmasında, TÜSİAD olarak zorlu bir dönemde görev yaptıklarını ifade ederek, “Ortak akılla yan yana durarak, birbirimizden güç alarak ve birbirimize destek vererek doğru bildiklerimizi bu dönemde de söylemeye devam edeceğiz. Atatürk’ün çizdiği yolda, ülkemizin çağdaş uygarlık yolunda ilerlemesini sağlayacağını düşündüğümüz tüm konuları, toplumumuzun en geniş kesimleriyle paylaşmaya özen gösterdik.” dedi.
DEPREME DİKKAT ÇEKTİ
6 Şubat depremlerine ve Marmara Bölgesi’nde beklenen depreme değinen Turan, “???????TÜSİAD olarak ayrıca, Deprem Görev Gücümüz ile beklenen Marmara depremi karşısında, özel sektörün hazırlıklı olması için çeşitli çalışmalar yapıyoruz. Afet yönetimi çok ciddi bir planlama, hazırlık ve koordinasyon gerektiriyor. Geçen sene yaşadığımız yıkıcı deprem bu gerçeği en acı biçimde öğretti. Kurumlarımızı ve kurallarımızı güçlendirip, kentlerimizi depreme dirençli hale getirmeliyiz. Bu konularda vakit kaybetmenin vebalini alamayız.” diye konuştu.
Ülke gündeminin önemli başlıklarından birinin de yerel seçimler olduğunu belirten Turan, “Umuyorum ki önümüzdeki yerel seçimler genel seçim mantığında ilerlemek yerine kentlerdeki yaşam kalitesinin iyileştirilmesine yönelik somut projeleri tartışacağımız bir zemin oluştursun. Tüm siyasi partilerimizden örneğin akıllı kent projelerini, teknolojiyi kent yaşamına nasıl entegre edeceklerini duymak isteriz. Yerel yönetimler demokrasinin aşağıdan yukarıya inşa edilmesinde büyük rol sahibi. Yerindenlik ilkesi, merkezi yönetimle yerel yönetimler arasındaki yetki ve görevlerin paylaşımının düzenlenmesi açısından kilit bir kavram. Yurttaş tercihinin dikkate alınması ve yetki ve sorumluluğun halka en yakın birimler tarafından yerine getirilmesi, hizmetlerin etkinliği açısından önem taşır.” ifadelerini kullandı.
Turan, ekonomik iyileşme için rasyonel politika çerçevelerine bağlı kalmaya devam edilmesi gerektiğini, enflasyonla mücadelede para politikasının, sosyal politikalar ve maliye politikası ile de desteklemesini önemsediklerini ifade ederek, bu sürecin sadece enflasyonun düşürülmesi açısından değil aynı zamanda özellikle sabit gelirliler üzerindeki olumsuz etkileri açısından da son derece önemli olduğunu kaydetti.
KAYIT DIŞI İLE MÜCADELENİN GÜÇLENDİRİLMESİ VURGUSU YAPTI
Orhan Turan, ekonominin rekabetçiliğini artırmak için kayıt dışı ile mücadelenin daha da güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Vergisini kuruşuna kadar doğru ödeyen, her türlü mevzuata harfiyen uyan işletmeler kayıt dışı çalışan işletmelerin karşısında rekabette zorlanıyor. Kayıt dışı ekonomi kayıtlı kesimin vergi yükünün ağırlaşmasına yol açıyor. Üstelik kayıt dışı ekonomi, çevre kirliliği, halk sağlığı, çalışanların sosyal güvenlik hakları, iş sağlığı ve güvenliği, hatta suç ekonomisi gibi, bir dizi negatif unsur ile de iç içe geçer. Bu nedenle kayıtlı ekonomiye geçişin özendirilmesini çok önemsiyoruz.” dedi.
ÜLKENİN GELECEĞİ İÇİN REKABET EDELİM
Türkiye’nin son bir yılı birçok acıyla geçirdiğine dikkati çeken Turan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Şehitlerimizin acısı hala yüreğimizde. Kahramanmaraş depremlerinde 50 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybetti. Filistin’de ölen çocukların sayısı 11 bini aştı. 2024’te acılarımızı dindirebilmeyi temenni ediyorum. Ülkemizin karşı karşıya olduğu tüm güçlükleri aşabileceğimiz konusunda kafamda hiçbir şüphe yok. Yetişmiş insan potansiyelimiz, bilim insanlarımız, her alandan uzmanlarımız, yetkin sivil toplumumuz, yüreği ülkesi için çarpan 85 milyon vatandaşımız var. Her türlü ekonomik ve siyasi sorunu nasıl olsa bir şekilde çözebiliriz. Ama yiten giden canları yerine getiremeyiz. Katledilen doğayı, bozulan ekolojik sistemi geri döndüremeyiz. Fırsat eşitliği sağlayamadığımız gençlerimize iyi bir gelecek sunamayız. Vakit geçirmeden ülkemizin geleceği için yaşamsal olan konulara odaklanalım, kayıkçı kavgasını bir kenara bırakalım. Kısa vadeli kısır çekişmelere rağbet etmeyelim. Şahsi ikbal peşinde koşmak yerine ülkenin geleceği için rekabet edelim.”
patronlardunyasi.com